Şanlıurfa Rent A Car Gezi Firmaları

Şanlıurfa Rent A Car Gezi Firmaları
Balıklı Göl
(Aynzeliha Ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Urfa rent a car şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Urfa’nın en çok ziyaretçi çeken yerleridir. İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. Hz.İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. Hz.İbrahim’in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut’un kızı Zeliha da İbrahim’e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar.Zeliha’nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadır
Hz Eyyüp Peygamber ve Viranşehir
Hz. Eyyüp(a.s) milattan önce 1263’te Şam ile Ramle arasında dünyaya geldiği rivayet edilir. Hz. İshak’ın neslindendir. Hanımı Hz. Rahime ise Hz. Yusuf'un torunudur.Allah tarafından bir kula verilebilecek nimetlerin en büyüğüne nail olmuştur. Allah  Hz. Eyyüb’e dedesi Hz. İshak’ın duası ve bereketi ile çok mal ve servet verdi. Sürülerle hayvanlar, bağlar, bahçeler ve çok evlat ihsan etti. O bu ihsanlara ibadetle karşılık verdi. Şeytan kıskandı ve Allah’a: “Yarabbi! Eyyüb'un ibadeti çoktur. Lakin hangi kul vardır ki sen bu kadar nimet veresinde ibadet etmemiş olsun. Beni onun malı üzerine musallat kıl; ta ki onun bütün malını helak edeyim. O zaman senin nimetine nasıl küfran edeceğini gör” dedi. Allah’ta “ya mel’un elinden ne gelirse işle” diye iblise ruhsat verdi. İblis evvela Eyyüb'ün malını helak etti. Eyyüp sabır etti, sonra yine Allah’ın ruhsatıyla Eyyüb’ün çocuklarına musallat olarak bulundukları evi başlarına yıkıp helak olmalarına sebep oldu. Hz. Eyyüb yine sabır etti. iblis bu defa Eyyüb’ün şahsına musallat olmak istedi. Eyyüp secdedeyken   Şeytan  yeraltından gelip ağzına üfledi. Şeytan’ın nefesi sabır peygamberinin bütün vücudunu ateş gibi yakıp kıpkırmızı etti. Hz. Eyyüb’ün başından gözlerinden dilinden ve yüreğinden başka sağlam bir yeri kalmadı. Büyük derde belaya düştü Eyyüb yine sabır etti. Belası arttıkça sabrı da arttı. İblis son defa Hz.Eyyüb’ün hanımına da musallat olmak istedi yine muvaffak olamadı. Nihayet Eyyüb Peygamber’e iman etmiş olan üç kişi bir gün onu ziyarete geldiler. Ve dediler ki “Eyyüp  ki bu kadar derde müptela oldu; bunca zamandır Allah’tan bir yardım ve merhamet yetişmedi. Öyle görünür ki Allah bundan vazgeçmiştir. Yoksa bela son bulurdu” dediler. Eyyüp  bunu işitince çok incindi, Allah’ın kendisinden vazgeçme ihtimali onu çok üzdü. Allah’a yalvardı Allah merhamet etti. Allah sudan içti sonuçta bütün dertlerinden kurtuldu. İşte bu olayların geçtiği yer genel bir ittifakla Şanlıurfa rent a car il merkezi ve ilçesi Eyyubnebi beldesidir. Şanlıurfa il merkezinde bulunan Hz. Eyyüp Peygamberin çile çektiği mağara, Eyyüp Peygamber makamı olarak ziyaret edilmektedir. Sabır Peygamberi Hz. Eyyüp’ün mübarek türbesi, Hz. Eyyüb’un hasta iken sırtını yasladığı küresel bazalt taşı (bu taş sabır taşı olarak adlandırılır) yine hasta iken suyundan içtiği, suyu ile yıkandığı ve hastalıklardan Arileştiği(süt kuyusu olarak adlandırılır) kuyu, Zevcesi Hz. Rahime’nin türbesi Eyyübnebi beldesindedir. Oğlu Hamvel ve Bışır’ın türbeleri Eyyubnebi civarındaki Tılgören (yollarbaşı) köyündedir. Eyyubnebi civarındaki Gırlavuk (Arısu) köyünde de Hz. Eyyub’un bir oğlunun türbesi bulunmaktadır.
Harran
Sanliurfa’nin 44 kilometre güneydoğusundadır. Her yerinden tarih akan Harran ilçesi, kendi adıyla anılan Harran Ovası merkezinde kurulmuşdur.Tevrat’ta Hârân olarak geçen yerin burası olduğu söylenilir. İslam tarihçileri kentin kuruluşunu Nuh Peygamber’in torunlarından Kaynan’a veya İbrahim Peygamber’in kardeşi Aran’a (Haran) bağlarlar.13. yüzyıl tarihçilerinden Ibn Seddad, Hz. İbrahim’in Filistin’e gitmeden önce bu şehirde oturduğunu yazmaktadır. Bu nedenle Harran’a Hz. İbrahim’in kenti de denildiğini, Harran’da İbrahim Peygamber'in evinin, adını taşıyan bir mescidin, onun otururken yaşlandığı bir taşın varolduğunu söylemektedir.Harran tarihiyle ilgili en doğru bilgiler arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulara dayanmaktadır.Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari’de bulunan M.Ö. II. bin başlarına ait çivi yazılı tabletlerde “Har-ra-na” veya “Ha-ra-na” şeklinde rastlanılmaktadır.Bu tarihi belgelerden anlaşıldığına göre, Harran adı 4.000 yıldan beri değişmeden günümüze kadar gelmişdir. Harran adı, Sümerce ve Akatca “Seyahat-Kervan” anlamına gelen “Haran-u”dan gelmektedir.Bazı kaynaklar bu kelimenin kesişen yollar veya çok şiddetli sıcak anlamına geldiğini de söylemektedir.
Harran, Kuzey Mezopotamya’dan gelerek batı ve kuzey batıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmaktadır. Anadolu’dan Mezopotamya’ya Mezopotamya’dan da Anadoluya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştır. Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur.Abbasi hükümdarı Harun Resit zamanında kurulan “Harran Üniversitesi” dünyada büyük bir ün kazanmıştır.13. yüzyıla ait seyahatnamelerde Harran’da 4 medrese (Üniversite), bir hastane, 1 düşkünler yurdu ve 8 hamamın bulunduğundan söz edilmektedir.Bugün Cüllab ve Deysan ırmakları kurumuş olduğundan, Harran sudan ve yeşilden mahrum bir ovanın ortasında 5000 yıllık tarihi ile ayakta durmaktadır. Tipik evleri, höyüğü, kalesi, şehir surları ve çesitli mimari kalıntıları, geceleyin gök yüzünde pırıl pırıl yıldızları büyük ilgisini çekmektedir.Atatürk Barajı nedeni ile sulama olanağının artmasından ötürü son yıllarda pamuk ekimi başlamış ve pamuğa dayalı sanayisi gelişme göstermiştir. İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında;
Harran Kalesi ve Surları, Han El Ba’rür Kervansarayı,Hayat El Harrani Türbesi
Cabir El Ensar Türbesi, İmam Bakır camii ve Türbesi, Şeyh Yahya Hayat El-Harrani (Hayat Bin Kays) Camisi Ulu Cami (Harran)Harran Höyüğünün doğu eteğinde bulunan Ulu cami (çeşitli kaynaklarda Cami el-Firdevs, Cuma Camisi ismiyle geçmektedir) Anadolunun ilk anıtsal ve avlulu, şadırvanlı camilerinden biridir.
Kızlar Sarayı
Viranşehir-Urfa karayolunun 29 Km. güneye doğru ipek yolunun 20km aşağısıdadır.Kızlar Sarayı kalkerli kayadan oluşan tepe üzerinde geniş bir alanı kaplamaktadır. Kayaların üzerinde Süryanilere (MS 2.yy) ait kitabelere rastlanmaktadır. Bu kitabeler çeşitli  biçimlerde yazılmışlardır. Kayalıkların güney kısmında beyaz kesme taşlardan yapılan sarayın kalıntıları halen bulunmaktadır. Bu alanın tam altında bir yeraltı çarşısı vardır. Bu çarşının kapısı ve havalandırma boruları halen sağlamlığını korumaktadır.Kalıntıların hemen kuzey kısmında mağaralar bulunmaktadır. Mağaraların iç kısmında kapılar ve pencereler özel bir sanat ile yapılmştır.Mağaranın tam orta bölümünde 100 m2 lik kaya mezarlıkları el değmemiş sanat eserleriyle dimdik ayakta durmaktadır.
Akkese(Hanefiş) Kilisesi ve Mağrası
Viranşehir-Urfa karayolunda,Kırlık köyünün güneyinden 6km ilerde bulunmaktadır. Dere ağzındaki kayalara oyulmuş kilise bulunmaktadır. Kilise girişinin tam karşısında Tavuskuşu kabartmaları göze çarpar. Dört odadan oluşan kilisenin, ibadet ve vaftiz yerleri bulunmaktadır. Gizli ibadet yapmak için MS.2 yy da yapılan bu kilise doğusundaki mağaralar farklı bir görünüm vermektedir. Gizli ibadet yapmak için oyularak yapılan mağaralar yerden 2 metre yükseklikte bir insanın geçebileceği ölçüde bir delik bulunur. Bu deliklerden 1-2metre oturularak ilerlenir. Sonra ayağa kalkılabilir. Kare şeklindeki bölmede yukarı 6-7 metre basamaklar ile çıkılabilir.
Kelaynaklar
Dünyada nesli tükenmekte olan kelaynaklar Türkiye'de sadece Urfa'nın Birecik ilçesinde yaşamaktadır.Fırat nehrinin kıyılarındaki kayalıklarda yaşamakta olan bu kuşlar devlet tarafından koruma altına alınmış olup bu kayalıklar sit alanı ilan edilmiştir.Bu bölge özellikle turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Şuayb Şehri Harabeleri
Harran'dan Han el-Ba'rür Kervansarayı'na ula­şan şose yol, kuzey doğuya doğru devamla 10 km. sonra Harran ilçesine bağlı Özkent Köyü adıyla anılan tarihi Şuayb Şehri harabelerine varmaktadır. Bu kentteki mevcut mimari kalın­tıların Roma devrine ait olduğu tahmin edilmekte­dir. Oldukça geniş bir alana yayılan bu tarihi kentin etrafı, yer yer izleri görülen surlarla çevrilidir. Kent merkezinde çok sayıdaki kaya mezarı üzerine kesme taşlardan yapılar inşa edilmiştir. Tamamı yıkılmış olan bu yapıların bazı duvar ve temel ka­lıntıları günümüze kadar gelebilmiştir.Halk arasında Şuayb Peygamber'in bu kentte yaşadığına ve kentin adını Şuayb Peygamber'den aldığına inanılmaktadır. Kalıntılar arasındaki bir mağara Şuayb Peygamber'in Makamı olarak ziyaret edilmektedir.
Halfeti
Gaziantep ve Adıyaman illeri ile çevrili bir ilçemiz. İlçe merkezinin Fırat sahili, yeşil bir kıyı şeridi şeklindedir. Sahilden itibaren en geniş yerde 200 m.den sonra sarp kayalıklar başlar. İlçe merkezi bu kıyı şeridi üzerinde ve sarp kayalıkların eteklerinde kurulmuş. Şanlıurfaya 112 km. uzaklıktaki Halfeti, Şanlıurfanın en küçük ilçesidir.Arazisinin büyük çoğunluğu Birecik Barajı suları altında kaldığından ilçenin yeni yerleşim alanı olarak Karaotlak bölgesi tesbit edilip ilçe yeniden inşa edildi.Şu anda, eskihalfeti denen bir kısmı sular altında kalmış bölge,yavaş yavaş turistik bir bölgeye dönüşüyor.
Halil ur Rahman Camii

untitledCami Halil-Ür Rahman Gölü’nün(Balıklıgöl) hemen yanında yer almaktadır. Selahattin Eyyubi’nin Yeğeni El Melik’ül Eşref Muzafferüddin Musa tarafından 1211–1212 yıllarında inşa ettirilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu camiden İbrahim Halil Tekkesi olarak bahsetmektedir.

Soğmatar Antik Şehri

Şuayb Antik Kenti’nden 15 km. sonra Soğmatar Antik Kenti’ne varılır. Burası, p1171uo[1]Harran’a ise 53 km. mesafededir. Roma dönemine (M.S. 2. yüzyıl) tarihlenen bölge, Abgar Krallığı döneminde Harranlıların Tektek Dağları bölgesinde; ay ve gezegen tanrıları için tapındıkları bir kült merkezi olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Soğmatar kült yerinde; Ay tanrısı Sin’e tapınılan bir mağara (Pognon Mağarası), yamaçlarında yer yer tanrı kabartmalarının ve zemine kazılmış yazıtların olduğu bir tepe (Kutsal Tepe), 6 adet kare ve yuvarlak planlı mozole (Anıt Mezar), iç kale ve ana kayaya oyulmuş çok sayıda kaya mezarı bulunmaktadır

Pognan (Ponyon) Mağarası
Yüzyılımızın başlarında Fransa’nın Bağdat Konsolosu H.Pognon’un keşfederek yazılarını oku­duğu bu mağara, kalenin 250 m. kadar kuzeybatı­sındadır. Giriş ağzı doğuya bakan bu mağaranın güney, kuzey ve batı duvarlarında, tanrıları tasvir eden tam boy insan rölyefleri ve aralarında Süryânice yazılar bulunmaktadır. Bu kabartmalar­dan birinin başı üzerinde Ay Tanrısı Sin’i sembolize eden “Hilal” kabartması
Birecik “Kalecik” Kaya Mezarları

Birecik ilçesi Fırat Irmağı kenarında önemli bir köprübaşı olması nedeniyle, eski çağlardan beri bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Birecik, sırasıyla Pers, Makedonya, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşadıBirecik 1517’de Osmanlı topraklarına katıldı.19. Yüzyıl 53196920.Birecik_4212[1]sonralarında Halep vilayetinin Urfa sancağına bağlı bir kaza oldu. 1919’da bir süre İngiliz işgalinde de kaldı. 1956’da Fırat üzerine o dönemde Türkiye’nin en uzun köprülerinden biri olan Birecik Köprüsü’nün yapıldı.İlçemizin İnceler Köyü sınırları içinde yer alan Deyr Şebek, yöre halkı tarafından “Kalecik” anlamına gelen “Keloşk” olarak bilinmektedir. Roma Dönemine ait alanda iki yapı kalıntısı ve bir kaya mezarlığı yer almaktadır. Alanda çevreyi gözetleyecek bir konumda inşa edilmiş olan yapının “Keçiburcu”ve “Harapsor” kalıntıları gibi Roma Dönemine ait bir karakol olduğu tahmin edilmektedir.

Rumkale

Rumkale, Birecik Ovası’nın ve Halfeti’nin kuzeyinde, Fırat Nehri’nin kıyı kesiminin doğusunda, Şanlıurfa rent a car yoluna bakan bir tepe üzerindedir ve Birecik’i kuzeyinden ve kuzeydoğusundan sınırlar. XX. yüzyılın başlarında bir kaza halinde idi ve kazanın merkezi de Halfeti kasabası idi. Rumkale’de bugün gezilip görülebilecek eserler şunlardır: Kale harabeleri, Aziz Nerses Kilisesi harabeleri ve Barşavma Manastırı harabeleri.

Selahaddin Eyyübi Camii

Şanlıurfa’da rent a car Vali Fuat Bey Caddesi’nde (Yeniyol) bulunan bu caminin yerinde 457 imagesM3QNTK1Jyılında yaptırılan Aziz Youhanna (Vaftizci Yahya) Kilisesi bulunuyordu. Selahattin Eyyubi döneminde kısa bir süre cami olarak kullanılmıştır. XIX yüzyılın ortalarında, burada bulunan eski kilisenin üzerine bugünkü yapı inşa edilmiştir. Dönemi itibarı ile bölgedeki en büyük kilise olması dolayısıyla katedral olarak da adlandırılmıştır. Yapı uzun yıllar harap durumda kalmış ve bir ara elektrik santrali olarak kullanılmıştır.

Yapı üzerindeki pencerelerin kenarlarında kiliseden kalan yarım sütunlar ve birbirlerine dolanmış ejder kabartmaları bulunmaktadır.


Whatsapp Telefon